Black Friday ve Çılgın Alışverişe Karşı: Green Friday

spot_img
kose yazar kapak2

Black Friday her sene kasım ayında insanların çılgınca alışveriş yaptığı, indirimleri takip ettiği bir gündür ve bazen haftalarca da sürebilir. Son yıllarda yeni kuşak bu çılgınlığa dur demek istiyor, yani artık aşırı üretimi, aşırı tüketimi ve fazla harcamayı teşvik eden sistemi desteklemiyor.

Black Friday’e sadece alışveriş yönünden değil çevresel yönden de bakmak gerekiyor; yeni ürünlere yapılan daha fazla harcama, daha fazla nakliye, daha fazla yakıt kullanımı ortaya çıkınca da daha fazla atık anlamına geliyor. Leeds Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre Black Friday döneminde alınan ürünlerin paketleri ve ürünlerin %80’i büyük bir atık oluşturuyor, çöpe gidiyor.

Wastmanaged’in verilerine göre Black Friday’in 2022 için sadece ürün teslimatlarından 429.000 metrik ton sera gazı emisyonu üretmesi bekleniyordu, bu da yaklaşık olarak Londra- New York arası 435 uçuşa tekâmül ediyor. Bu rakama ulaştı mı? Henüz bilmiyoruz ama hangi ülkede ya da hangi online ticaret sitesinin ne kadar ciro yaptığına, hemen hemen piyasada olan kişiler olarak hakimiz.

Her yerde sustainability’i  yani sürdürebilirliği konuşuyoruz,peki lojistik anlamında da bunu hayatımıza almamız mümkün değil mi?  Çevre bilincine sahip olan tüketiciler için çevre dostu online mağazalar, çevre dostu teslimat alternatifleri sunmaya başladılar ve bu taşıma yöntemleri sayesinde de çevreye daha az zarar verilmektedir. İspanyol lojistik sağlayıcısı Correos, karbon emisyonlarını azaltmak ve verimliliği artırmak için bir hizmet geliştirdi. Correos’a göre “Her şey acil değildir, ancak gezegeni korumak acildir” sloganı ile kontrollü teslimat seçeneği sunuyorlar.

Black Friday’e yakın mail kutularımıza ve telefonlarımıza Black Friday fırsatlarıyla ilgili sayısız bildirim geliyor, ancak globalde bazı perakendeciler bu indirim çılgınlığına karşı tavır almaya başladı ve yerine yeni alternatif olarak “Green Friday”‘i başlattılar.  Green Friday ilk olarak Kanada’da 1992 yılında Buy Nothing Day yani ‘Hiçbir Şey Satın Alma’ günü olarak yapıldı. Green Friday, toplumun alışveriş alışkanlıklarının olumsuz etkileri hakkında farkındalık yaratmak için 2015 yılında daha etkili ve planlı bir şekilde gündeme geldi. Bu hareket tüketicileri sürdürebilirliği destekleyen ya da etik markalardan kişinin ihtiyacına göre alışveriş yapmasını ya da hiçbir şey almayarak dikkatli ve bilinçli alışverişi benimsemeye teşvik ediyor.

Peki bu son Black Friday’i kimler Green Friday’e çevirdi aşağıya birkaç örneği ekliyorum;  Ikea, Black Friday yerine müşterilerin mobilyalarını işletmeye geri satabilecekleri Geri Al ve Yeniden Sat programını tanıtıyor. 18 Kasım’dan itibaren müşteriler, kullanılmış Ikea mobilyalarını en yakın mağazalarına iade ederken, yeni ürünlerde ek %50 indirim alabilecekler.

Güzellik perakendecisi Rituals da Black Friday yerine ‘Green Friday’i destekliyor. Marka, tüm ürün serilerinde indirim yapmak yerine, müşterilerine sürdürülebilir yeniden dolumlarında özel fırsatlar sunuyor. Rituals, ürün yelpazesinde yeniden dolumlarda %20 indirim sunuyor. “Bu şekilde, yalnızca ambalajdan tasarruf etmekle kalmaz, aynı zamanda cüzdanınızda para da tutarsınız” diyor.

Tasarımcı moda perakendecisi Me+Em de bu Black Friday’de hayır kurumlarına bağışta bulunmayı tercih ediyor. Dezavantajlı kızlara ve genç kadınlara eğitim yoluyla yardımcı olan The Prince’s Trust’a gün içinde aldığı her siparişten 10 sterlin verecek. 

Bu markaların dışında Green Friday ile çalışmalar yapan markaları aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz.

Global dünya böyleyken ülkemizde de green friday’i destekleyen markalar yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Bego Jeans, Türkiye’nin ilk dijital outdoor kampanyasını kullanarak “Black Friday ile Bana Gelme!” diyerek, Black Friday’e tepkisini gösterdi. Bu arada Bego Jeans geçtiğimiz yılda da “Black Friday’de Kapalıyız” mesajını kullanmıştı.

Black Fiday’in aksine Green Friday, insanları sürdürülebilir ve ihtiyaca yönelik alışveriş yapmaya ve aşırı tüketmemeye teşvik ediyor kısaca almak üzere olduğunuz ürüne gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünmek için insanları sorgulatıyor ve 2015’ten beri de tüketiciler black friday’in çevre üzerindeki etkileri konusunda daha anlayışlı olmaya başladılar.

Green Friday aslında alışveriş yapanları, satın almayı planladıkları ürünlere gerçekten ihtiyaçları olup olmadıklarını sorgulamalarına teşvik ediyor.

Hepimizin bildiği gibi özellikle pandemi sonrası hayatımıza yeni alışveriş seçenekleri geldi; Ürün kiralama, ikinci el ürün satışları gibi, konu ile ilgili daha önce yine bir sektör için yazmış olduğum yazıyı aşağıya ekliyorum.

Şüphesiz temiz bir dünya istiyoruz peki biz kişisel olarak Green Friday’i destekleyebilir miyiz? Tabii hepimizin yapabileceği hususlar var isterseniz bir göz atalım;

  • Herhangi bir ürünü satın almadan önce, anlık satın almayı önlemek için sahip olduğunuz diğer ürünleri kafanızda gözden geçirin.
  • Black Friday’den önce eğer yapma şansınız varsa ihtiyaçlarınızın bir listesini yapın, buna bağlı kalmaya çalışın ve bu çalışmayı sadece black friday’e özel düşünmeyin, markete giderken yapacağınız bir liste bile gereksiz ürün alımınızı önleyecektir.
  • Online alışveriş yaparken tek tek ürün almak yerine tüm ürünleri bir sepete atıp, siparişinizi tek gönderide toplayabilirsiniz, bu hem nakliye ücretlerinden tasarruf etmenize ve tabii çevreye katkı sağlayacaktır.

Yıllar geçtikçe daha fazla perakendeci ve tüketici çevre bilincine yönelik alışveriş yaptığı için Green Friday her yıl giderek büyüyor. Green Friday’in neden bu kadar önemli olduğunu anlamak için Black Friday’in gezegenimiz üzerindeki olumsuz etkilerini anlamalıyız. Bu arada yazının özü yanlış anlaşılmasın hiç tüketmeyin demiyorum sadece bilinçli, ihtiyaca yönelik tüketim ile yaşlı gezegenimize katkı sağlayabiliriz.

Ocak ayında yine perakende ile ilgili farklı bir konuda görüşmek üzere, şimdiden harika bir yıl dilerim.

Sevgiler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

spot_img

İlgili Haberler

spot_img