Covid-19 salgını etkinliklerin kısa süreli periyodda katılımcılar üzerinde algısal sorunlara sebep olmasına yol açtı. Yeniden bir konsere, etkinliklere, kapalı alanda sinemalara gittiğimiz günleri korku ile hatırlar bir hal aldık kısa süre içerisinde.
Deneyimsel pazarlamaya odaklanan bir ajans olan Performance Research, tuvalet temizliği, el dezenfektanları, azaltılmış kapasite gibi genel alınacak önlemlerin insanların etkinlik sektörüne ne kadar sıcak bakmasına sebep olduğunu araştırdı.
Öcelikle 23-26 Mart, ardından da 11-19 Mayıs tarihleri arasında yapılan araştırmalarda bulgular zaman içerisinde değişiklik gösteriyor.
Halka açık büyük etkinliklere katılmaktan çekineceğini belirten kitle Mart ayında %47 iken, Mayıs ayında bu oran %60’a yükselmiş olarak görünüyor.
Toplu etkinliklerin yanı sıra kişisel etkinlikler de bu anlamda hala artan bir çekince olarak gösteriliyor. Kişisel etkinliklere katılımda çekince yaşayacaklarını belirtenler Mart ayında %44’den Mayıs ayında %52’ye yükselmiş olarak görünüyor.
Araştırma şirketine göre; “Her ne kadar normale dönmeye başlasak da, halka açık etkinliklerle ilgili sorulan sorulara neredeyse katılımcıların tamamı ‘henüz değil’ diyor. Her türlü önleminizi almış olmanız ve kapılarınızı açmanız, katılımcılar için yeterli bir itici güç yaratmıyor.”
Mekan temizliği ve dezenfektasyon konusunda endişe duyanların oranı %66’dan %74’e yükseldi.Yabancılar ile yakın teması asla kabul edemeyecekler %59’dan %67’ye yükselmiş olarak görünüyor.
Tüketicilerin, yine de ne olursa etkinliklere katılırdınız sorusuna verdikleri cevap ise sırasıyla;WC temizliği %73, dezenfektan noktaları sıklığı %72 ve azaltılmış kapasite %69 olarak belirtiliyor.
Diğer hususlar ise; maske ve dezenfektan dağıtımı, personelin hijyen kurallarına gösterdiği uyum, temassız ödeme ve sıcaklık kontrolü olarak seyrediyor.
Araştırmanın bize gösterdiği en önemli olgu, insanların güven olgusu üzerine olan tanımlamalarıdır. Zihinsel olarak rahatlamalarını sağlamayı başardığımızda en önemli aşamayı tamamlayabilmiş olacağız. Bu yüzden özellikle etkinlik ajanslarının kendi özelinde oluşturacağı protokoller çok büyük önem arz ediyor.
Resmi kurumların istediklerini yaptık demek, müşterinin zihninde yeterli bir rahatlama yaratmıyor artık maalesef. Her mekana, her etkinliğe, her detaya göre hazırlanmış ayrı önlem protokolleri oluşturulmalıdır.
Sadece birkaç ay önce, deneyim ekosisteminde odaklandığımız tüm gerçekler şimdi yeniden ele alınmalı. Artık yaratıcılık ve düşünce sürecinden geçerken farklı şapkalar giymek zorundayız.
Araştırmanın sonunda, katılımcılara ne olursa etkinlikliklere kuşkusuz katılırsınız sorusunun ise üç yanıtı var öne çıkan. Tedavi süreci ile ilgili emin olmaları %65, aşı bulunması %63 ve girişlerde katılımcılara test yapılması %60 olarak belirtiliyor.