Brexit ve Birleşik Krallık’ın artık AB kurallarına uymak zorunda kalmaması sayesinde, hükümet yirmi yılı aşkın bir süredir ilk kez artan hayvan deneyleri için kapıları açtı.
Kozmetik ürünlerin ve içeriklerinin hayvanlar üzerinde test edilmesi ilk olarak 1998’de Birleşik Krallık’ta ve 2013’te AB genelinde yasaklandı.
Yani AB’de satışa çıkmış herhangi bir kozmetik ürününün içerisindeki malzemeler hayvanlar üzerinde test edildiyse satışı yasaklanıyordu.
Fakat şimdi,hükümet tarafından yayınlanan bir mektuba göre, Birleşik Krallık, Avrupa Kimyasallar Ajansı’nın (ECHA) bazı özel bileşenlerin güvenliğini sağlamak için hayvanlar üzerinde test edilmesi gerektiğini belirten bir karara uymaya hazırlanıyor.
The Body Shop habere yanıt olarak hükümeti, bir U dönüşü olabileceği endişesiyle kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesi yasağını korumaya çağırdı.
Body Shop sürdürülebilirlik, aktivizm ve kurumsal iletişim direktörü Chris Davis “Birleşik Krallık Hükümetinin, kozmetik içeriklerinin 23 yıl sonra ilk kez hayvanlar üzerinde test edilmesine yol açabilecek bir politikayı değiştirmeye açık olmasından dolayı üzgün ve öfkeliyiz” dedi.
The Body Shop bu konuda mücadele eden ilk küresel güzellik markasıydı ve 1998’de Birleşik Krallık’ta kozmetik ürünlerde hayvanlar üzerinde test yapılmasını yasaklamak için başarılı bir kampanya yürüttü.
MAC, Nars, L’Oreal, Estée Lauder, Rimmel London gibi ünlü uluslararası güzellik perakendecilerinin hepsi hala hayvanlar üzerinde test ediliyor.
Hayvanlar üzerinde kozmetik testlerini sona erdirmek için yaygın kampanyalar olsa da, perakendecilerin artık kullanabileceği alternatifler var.
Animal Free Research UK CEO’su Carla Owen “İnsanlarla çok daha alakalı sonuçlar elde etmek için birçok araştırma ve test alanında hayvanların yerini almak için kullanılabilecek bir dizi modern, hayvansal olmayan yöntem var” diyor.
“Bunlar, insan hücrelerinin veya dokularının kullanımını, çip üzerinde organ teknolojisini, kök hücre teknolojisini ve in silico (bilgisayar tabanlı) modelleme yaklaşımlarını içerir.”