1985 yılından beri gelenekselle modernizmi birleştiren, tasarımlarıyla adından söz ettiren Tommy Hilfiger yenilikçi bakışıyla da sektörün önden gelen markalarından olmaya devam ediyor. Marka son zamanlarda stratejisini çeşitlilik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirliğe yatırım yapma konusuna çevirmiş durumda.
Geçen yıl marka, moda endüstrisinde değişimi hızlandırmak için iş kuran altı küresel girişimcinin sergilendiği 2021 Tommy Hilfiger Fashion Frontier Challenge‘ın finalistlerini açıkladı. Fashion Fronter Challenge, moda endüstrisinin daha çeşitli, kapsayıcı ve sürdürülebilir olması konusunda adımlar atan küresel bir girişimdir.
Marka yaptığı bir açıklamada bu girişimin markanın sürdürülebilir ve kapsayıcı vizyonunu somuşlaştırdığını söyledi. Program hali hazırda 430’dan fazla başvuru almış durumda ve çeşitli genç girişimcileri desteklemeye devam etmek için çabalıyor.
Programa katılan 6 finalist: Güney Afrika merkezli sosyal girişim Clothes to Good; İsviçre merkezli ürün izlenebilirlik teknolojisi Haelixa; Etiyopyalı sürdürülebilir moda markası Mafi Mafi; Hollandalı yapay zeka girişimi Lalaland; Mobil teknolojiden yararlanan Kenya merkezli kuyumculuk işletmesi Soko; ve Ruanda merkezli çevre dostu bir ayakkabı markası Uzuri K&Y.
Marka finalistleriyle ilgili ”Gerçek ve sürekli etki yaratmaları için programımızın fırsatlarından yararlanmalılar” dedi.
Geçtiğimiz aylarda girişimciler hem marka hem de kar amacı gütmeyen işletme okulu INSEAD tarafından eğitildi ve desteklendi. Ayrıca final etabı sırasında çeşitli endüstri liderlerine sunum yapmak için de hazırlandılar. Tommy ve farklı yedi uzmanın yer aldığı panel 12-13 Ocak 2022’ de gerçekleşecek ve kazanacak 2 finalist belirlenecek. Kazananlar girişimlerini hızlandırmak için 100.000 euro ödülün sahibi olacaklar ve 1 yıl boyunca INSEAD’ da eğitim alma hakkı kazanacaklar.
Markanın genç girişimcilere olan büyük çapta desteği sektörde oldukça nadir gördüğümüz şeylerden bu yüzden de modanın döngüselliği ve kapsayıcılığı için de atılmış büyük bir adım.
Tommy Hilfiger’ın Logosunda Yenilik Saklanıyor
Markanın logosu aslında değişimi, kapsayıcılığı sembolize eder ve yeni girişimcilerin desteğe erişimleri için bir hoşgeldin işaretidir. Markanın Global CEO’su Martijn Hagman, “İstediğimiz ve görmemiz gereken moda ortamını yaratan girişimcilerin fikirlerini güçlendirmeye devam etmekten gurur duyuyoruz” dedi.
Hilfiger, geçtiğimiz yıl İngiliz Moda Konseyi’nin moda ödüllerinde endüstriye sağladığı katkılardan dolayı Üstün Başarı ödülü aldı.
Bu ödülü almasında markanın hem endüstriye katkı sağlaması hem doğa dostu olması yatıyor. Marka ürünlerini oluştururken 4 temel fikir üstünde duruyor. Ürünlerin dairesel hale getirilmesi, gezegenin sınırlarının farkında olmak, kapsayıcı ve erişilebilir olmak ve fırsatlara eşit erişim sağlamak.
Bugüne kadar marka vizyonunu yerine getirecek birçok adım attı ama özellikle sürdürülebilirlik konusundaki adımları oldukça değerli. Marka, denim kot pantolon için endüstriyel ölçekte yüzde 100 geri dönüştürülmüş pamuklu kumaş kullanan ilk markaydı ve elma derisi spor ayakkabısı deriye alternatif olarak yüzde 24 geri dönüştürülmüş elma lifi içeriyor.
Tommy Hilfiger ayrıca dünya genelinde alışverişte zorluk yaşayan 73 milyon engelliyi de unutmuyor. Sesle etkinleştirilen sanal asistan tasarlayarak markanın herkese erişmesini sağlıyor. Moda endüstrisinin hızla değiştiği bu günlerde marka hem iş hem tedarik zincirini sürekli olarak dönüştürerek her endüstri içindeki yerini sağlamlaştırıyor hem de genç girişimcilere örnek oluyor.