Zorlu Konuşmaları Yapabilmenin 5 Adımı

spot_img

Birçok işveren zorlu konuşmalardan kaçmayı tercih ediyor. Sonuç olarak farkında olmadan vasatlığın ve tatmin edici olmayan bir iş ortamının yaratılma sürecine katkıda bulunuyorlar. İş yerindeki diğer bireylerin problemleri fark edememesine ve çözmeleri veya ilerleme kat etmeleri gereken bu problemlerin çözümsüz kalmasına yol açıyorlar. Dolayısıyla sıradışı bir liderle tipik ve ortalama bir işveren arasındaki farkları incelemek ve günlük hayattaki yerlerine dikkat etmek önemli.

Anahtar noktalardan bir tanesi, bu zorlu konuşmaları bir araç olarak, ilişkileri ve sonuçları dönüştürmek adına kullanmaları. Daha dikkat çekici liderler zorlu konuşmaların efektif olma ihtimalini nasıl kendi taraflarına çekiyorlar?

İşte zorlu konuşmalar için incelenmesinin faydalı olacağı 5 önemli adım.

zorlu konuşmaları yapabilmenin 5 adımı

Yarışan niyetlerinize karşı dikkatli olmak

Daha önce hiç bir diyaloga girerken hedeflediğiniz görüntüyle çakışan bir görüntüye sahip olduğunuzu fark ettiğiniz oldu mu? İddialı görünmeye çalışırken teslimiyetçi bir yapıya büründüğünüz veya bilerek sakin görünmeye çalışırken aniden sinirlendiğiniz? Bunları yaşamışlığınız varsa, muhtemelen modern ve düşünceli beyninizle girmeye çalıştığınız şekil aklınızın daha ilkel katmanlarıyla çalışan hayatta kalma içgüdüsü nedeniyle arkaplana atıldı. Bu tarz içgüdüsel yanlış yönetimlerden kaçınmak için kendinize sormanız gereken temel sorular: “İçine girdiğim diyalogda ne gibi farklı niyetlerim ortaya çıkabilir ve zararlı etkileri nasıl minimize edebilirim?” olmalı.

Savaş ya da kaç anlarını tetikleyecek unsurlardan kaçınmak

Tıpkı sizin beyninizin hayatta kalma içgüdülerinin devreye girebileceği gibi, diyalogda bulunduğunuz kişininki de aynı yanıtı verebilir. İçinde bulunduğunuz konuşmanın güvensiz hissettirmesi halinde karşınızdaki insan yaptığınız veya söylediğiniz şeylerin bu ortamı yaratıp yaratmadığını denetliyor olacaktır. Eğer savaş ya da kaç içgüdüsü karşınızdaki insanda uyanırsa, verimli bir konuşma sürdürmenizin oldukça zorlaşması kuvvetle muhtemel. Bu hayatta kalma refleksini tetiklemekten kaçınmak için kullanacağınız kelimelerin yaptığınız görüşmenin bağlamına ve amacına ne denli uyduğuna dikkat etmeniz son derece kritik. Örneğin: “Yaptığımız toplu görüşmelerde sunduğun katkıyı nasıl artırabiliriz oturup konuşmak isterim.” cümlesi, “Toplu görüşmelerdeki hatalı davranışlarını düzeltmemiz gerekiyor” cümlesinden oldukça daha az tehditkar bir alternatif.

Karşınızdakine konuşmaya dahil olması için bir sebep vermek

Yapmanız gereken konuşma muhtemelen pek de arzu ettiğiniz bir konuşma değil ancak aynısının karşı taraf için de geçerli olduğunu unutmamak gerek. Karşınızdaki insanı oldukça rahatsız edici olabilecek bir tartışmanın içinde kalmaya nasıl ikna edebilirsiniz? En basit ve potansiyel faydalı cevap, onlara bu konuşmanın sonucu olarak kendileri için isteyebilecekleri, fayda görebilecekleri bir netice sunmak. Bunu yapabilmek için öncelikli olarak sahip olmanız gereken şey, konuşmayı yapacağınız kişinin motivasyonlarına ve ihtiyaçlarına yönelik bir önsezi veya ön bilgiye sahip olmak. Bu sayede sahip olduğunuz öngörüyü konuşma içerisinde işaret ederek diyalog içerisinde kalmaları için bir sebep sunabilirsiniz. Örneğin, konuşmacınız teslimlerle ilgili endişeler yaşayan biriyse, “Yapacağımız görüşme sayesinde projeni zamanında ve bütçe limitleri içinde tamamlamana yönelik ciddi riskleri elimine edebilirsin.” diyebilirsiniz.

Savunmadan önce soru sormak

Gözlemlenebilir bir şekilde, çoğu işveren görüşmede tartışmak istedikleri problemi konuşmanın başında direkt olarak ifade ediyorlar. Aynı zamanda karşılarındaki insanın perspektifini gözlemlemek ve fark etmekten ziyade kendi bakış açılarını savunmaya çok daha fazla vakit harcıyorlar. Bu tutum oldukça doğal bir şekilde karşıdaki insanın konuşmaya dahiliyetini kısıtlayıp çekimser ve savunmacı bir pozisyona girmelerini sağlıyor. Oldukça basit bir şekilde, konuşmayı olduğundan da zorlu hale getiriyor. Öncelikle karşıdaki insanın bakış açısını sormak ve dinlemek, onlara kendilerini ifade hakkı tanımak, sizin söylediklerinize çok daha odaklı hale gelmelerini ve farklı bakış açılarına açık olmalarını son derece kolaylaştırma imkanına sahip.

Çatışmayı kucaklamak

Perspektifler arasındaki çatışma ve çakışmalar diyalog içerisinde bir sürtüşme yaratma potansiyeline sahip. Konuşma sırasında duyguların da aktive olmasıyla beraber, içine bulunulan ortam daha az konforlu hale gelebilir. Ancak eğer gerçek problemler ve sorunlu olabilecek bakış açıları görüşme içinde tartışılıyorsa bu sürtüşmeler kaçınılmaz olabiliyorlar. Yeterli kabiliyete sahip olmayan birçok lider bu sürtüşmelerin gittikçe yükseleceğine ve sonunda patlayıp hem kendilerine hem de diyalogdaki insanlara süreçsel bir zarar verebileceğine inanıyor ve problemleri çözme sürecinden vazgeçip teslim olabiliyorlar. Kaçınılmaz ve gerekli olan sürtüşmeleri öngörülebilir hale getirmek ve kucaklamak, var olan bir problemi çözmek için şart olan zorlu konuşmaları yapabilmek isteyen liderler için son derece anahtar bir nokta.

Bu zorlu konuşmaların her birinin sadece olumlu duygusal sonuçlar vereceğini garanti etmek maalesef mümkün değil ancak yaklaşımınızla ilgili önceden dikkatlice düşünüp konuşma sırasında da farkında ve odaklı bir tutum sergilerseniz, başarılı sonuçlar alma ihtimalinizi olabildiği en yüksek seviyeye çıkarmanız da bu 5 madde ile mümkün.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

spot_img

İlgili Haberler

spot_img