Salgın, Lüks Tüketim Markalarına Olumsuz Algıyı Artırdı

spot_img

Koronavirüs salgını tüketim alışkanlıklarında küresel ölçekte birçok farklılığa yol açarken, hayranlık kavramı yerini güvensizliğe bıraktı ve lüks tüketim markalarına karşı olumsuz algı arttı.

Koronavirüs sürecinin dünyayı ve tüketiciyi nasıl etkilediğini inceleyen Brave New World Küresel Araştırması 19 ülkede 19 farklı araştırma şirketinin desteğiyle gerçekleştirildi. İngiliz araştırma şirketi RDSI tarafından organize edilen ve Türkiye ayağını Sentinus’un gerçekleştirdiği araştırma markalar için çarpıcı sonuçlar içeriyor.

“Kovid-19, içinde yaşadığımız dünyayı, bugünün insanını ve tüketiciyi nasıl etkiliyor?” sorularının cevaplarını kapsayan araştırma, Koronavirüs sürecinde birçok belirsizlikle baş başa kalan markalar için tasarlandı. 19 ülkede yapılan araştırmada, markaların üstleneceği içgörüler, ağırlıklı yatırım yapmaları gereken hedef kitle ve olgularla tüm bunların sebepleri ortaya kondu. Buna göre, hayranlık kavramı yerini güvensizliğe bıraktı ve lüks tüketim markalarına karşı olumsuz algı arttı. Hedef kitlede kadınlara yönelik daha fazla yatırım yapan, milliyetçi ve sadeleşme çabasında olan ve alıcıyı duygusal olarak etkileyen markalar artık daha fazla kazanıyor.

“Lüks markalar artık topluma geri vermeli”

Brave New World Küresel Araştırması’nın en temel bulgularından birisi, salgın sürecinin küresel eşitsizliği daha da derinleştirdiği oldu. Koronavirüs’ün ABD’de son elli yılın en büyük yoksullaşmasını tetiklemesi beklenirken, salgın en çok toplumların ekonomik olarak kırılgan sınıflarını etkiledi. 

Hayatını kaybedenlerin çoğunun sosyoekonomik olarak daha düşük gelir seviyelerinden gelmesinin yanı sıra, süreçten ekonomik olarak en fazla yara alanlar da düşük gelirli gruplar. Sanal olarak devam eden örgün eğitim, araştırmanın yürütüldüğü tüm ülkelerde, kesintisiz olarak sadece üst sosyoekonomik düzeydeki ailelerin çocukları için söz konusu. Bu “sınıfsal” eşitsizliklerin, lüks tüketim markalarına bakışı değiştireceği yönünde güçlü bir kanaat var. Buna göre, küresel elitler artık “hayranlığın” değil, “güvensizliğin” nesnesi olmak üzere oldukları için özellikle lüks tüketim markalarının “Robin Hood” tarzı bir duruş sergilemeleri ve “topluma geri vermeleri” önem kazanıyor.

chanel
salgın, lüks tüketim markalarına olumsuz algıyı artırdı 2

Kadın hedef kitleye yatırım yapan kazanıyor

Araştırma, koronavirüsün kadınların sorumluluklarını artırdığını gösteriyor. Artan bu sorumluluklar, erkeklerle eşit olarak paylaşılmıyor. Aynı gelir grubundaki kadınlar, çocuk bakımı ve ev işlerinde erkeklere oranla daha fazla sorumluluk alıyor. 

Öte yandan, kadın liderliğinin ön plana çıktığı bir dünya görülürken, kadın liderlerin bu küresel krizi erkek liderlere oranla daha iyi anladığı ve yönettiği yönündeki görüş baskın. Dolayısıyla markalar için salgın sürecinde kadın tüketicilerin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara hitap etmek önem kazanıyor.

Küresel değil milliyetçi olunmalı

Söz konusu 19 ülkedeki tüm tüketiciler, sürecin nasıl yönetildiğini küresel bir karşılaştırmayı baz alarak yapıyor. Oysa ki küreselleşme karşıtı hissiyatın gittikçe güçlenmekte olduğu dönemde Koronavirüs yerel ve milliyetçi duyarlılıkları tetikliyor. Bu yüzden, küresel kimliğinden hızla sıyrılmayı başaran ve milliyetçi duygulara hitap eden markalar kazanıyor. 

Ayrıca, spontane hareketin yerini güvenlik kaygısının aldığı, sürekli “dikkatli” ve daha “obsesif” yaşamın öğretildiği süreçte, geleceğe yönelik belirsizlik ve güvensizlik duygusu hakim. Markalar açısından ise bu durumda hazcılık da, sadeleşme de fırsatlar sunuyor. Hazcılar tüketimde doyum ve kaçış ararken, sadeleşme arayışında olanlar doğala, yerele ve geleneksele dönmenin peşinde.

Salgınla beraber yaşanılan “sosyal mesafe”, toplumsal aidiyet ve yakınlık ihtiyaçlarını tetiklerken, toplumsal bağları tekrar kurma çabası, daha fazla paylaşım, yardımlaşma ve sağlık çalışanları benzeri “kutsalların” tekrar hatırlanması gibi sonuçlara yol açtı. Toplumsal inşa süreci ve yakınlaşma ihtiyacı da markalar açısından önemli fırsatlara gebe olarak gösteriliyor. Markalar, insanlar arasında oluşan fiziksel ve duygusal mesafeyi telafi edecek dijital-fiziksel çözümler üretmek ve duygusal mesajlarla tüketiciye dokunmak zorunda kalıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Getir Avrupa ve ABD’den Ayrılacak mı?

Getir, tüm dış pazarları bırakıp sadece Türkiye'ye odaklanmayı mı düşünüyor? Bu, son yatırımlara rağmen Amerika, İngiltere, Hollanda ve Almanya...

Mango, Alternatif Araç Paylaşımı Girişimini Finanse Etmek için Yatırım Portföyünü Genişletiyor

İspanyol perakende devi Mango, şirketlere çalışanların ve öğrencilerin kısa mesafeli yolculukları paylaşmalarına olanak tanıyan bir mobilite alternatifi sunan start-up...

Perakende Medya Zirvesi 2024’ün Programı Belli Oldu!

Perakende Medya Zirvesi bu yıl ilk kez 25 Nisan'da "Unlock" temasıyla Medya 3.0 ve perakende medya yatırımlarını tüm sektör...

Amazon, Robot Teknolojileri ve Yapay Zekaya 700 Milyon Euro Yatırım Yapacak

Amazon, çalışanlara verilen desteği ve müşteri memnuniyetini artırmayı amaçlayan yeni teknolojilere öncülük etmek için dünyanın dört bir yanından çeşitli...
spot_img

İlgili Haberler

Getir Avrupa ve ABD’den Ayrılacak mı?

Getir, tüm dış pazarları bırakıp sadece Türkiye'ye odaklanmayı mı...

Lego, Nörodiverjans Erişilebilirliğini Artırmak için Mağazaları ‘Duyusal Kapsayıcı’ Hale Getirecek

‘Otizm Farkındalık Ayı’nı kutlamak için ABD ve Kanada'daki tüm...
spot_img