Son zamanlarda yaşam maliyetleri Avrupa ülkelerinden tutun Amerika’ya kadar global olarak orta sınıf bireyler için oldukça genişlemiş durumda. Hem perakendeciler hem de tüketiciler kaçınılmaz olarak marjinal olarak artan gider kalemlerini hesaba katmak durumunda kalıyorlar. Perakende sektörü için bu kritik dönemin en önemli sorularından biri yeniden-satış sisteminin kendileri adına ekonomik çözümler arayan tüketiciler için yeterli ve uygun bir yöntem olup olamayacağı.
Yeniden-satış dediğimiz sistem, müşterilerin bir marka üzerinden aldıkları ürünü bu marka tarafından yeniden pazara sürülmesi adına satabildikleri bir sistem. Fiyat-bilinçli müşteriler adına farklı ücret alternatifleri sunma imkanına sahip. Bu sebepten ötürü de yaşam maliyetlerinin yükseldiği ve tüketicilerin harcama potansiyellerinin düşüş gördüğü zamanlarda perakende işletmeleri için, yeniden-satış dahil olmak için mantıklı bir alan haline gelmiş durumda.
Yeteri kadar incelendiğinde yeniden-satış sektöründeki büyüme perakendenin birçok farklı alanında görülebiliyor. Pandeminin etkisinin var olduğu 2021 yılında sadece İngiltere içinde eBay üzerinden moda ve giyim kategorilerinde 60 milyon adet kullanılmış ürünün satışı gerçekleştirildi. eBay’in İngiltere Genel Müdürü Murray Lambell bu satış patlamasının en belirgin sebebi olarak artan yaşam maliyetlerinin tüketicileri daha çok fiyat alternatifinin bulunduğu ve nispeten uygun ücretlerin sunulduğu ikinci el pazarına itişini gösteriyor.
Akıllara gelen soru, içinde bulunduğumuz dönem perakendecilerin çoğunluğunun bu sirküler tüketim sistemine dahil olması için doğru bir zaman mı sorusu.
Sürdürülebilirlik
Hem Türkiye içinde hem de global pazarlarda birçok markanın yeşil üretimlere ve sürdürülebilirlik politikalarına adım adım daha sert girişler yaptığı şu aylarda, çoğu açıklamalar farkındalık sahibi tüketicilerin çevre kirliliğine karşı hassas davranan markaları ödüllendirdiği yönünde.
Dolayısıyla yeniden-satış sektörünün genişlemesi sadece fiyat-bilinçli hale gelmiş müşterilere maliyet kısma imkânı sunmasından kaynaklı değil, aynı zamanda tüketicilerin satın aldığı ürünlerle doğada bıraktıkları izleri minimize etme motivasyonlarını desteklemesinden dolayı 2022 perakendesinin en önemli etkenlerinden biri olacak gibi duruyor.
Marka Sadakati
Müşterilere daha önce kendilerinden satın aldıkları ürünü e-satış siteleri üzerinden satışa koyma imkanı sağlamak markalara hızlı genişleyen ikinci el pazarını kendi işletmeleri içinde tutmayı sağladığı gibi aynı zamanda tüketicilerle aralarında bir sadakat bağı gelişmesini mümkün kılıyor. Satın alıp kullandığınız, daha sonra da internet siteleri üzerinden tekrar sattığınız ürünler sayesinde markalarla iletişim halinde oluyor ve doğal olarak tüketim alışkanlıklarınızın bir parçası haline geliyorlar.
Üstelik bu harekete dahil olanlar sadece bilindik büyük markalar değiller. Bazı büyük perakendeciler halihazırda müşterilerine yeniden-satış yöntemiyle ürünlerini satışa koyma imkanları sağlamaya başladılar. Geçtiğimiz yıl boyunca İngiltere merkezli süpermarket zinciri Asda 50 farklı süpermarketinde ikinci-el kıyafet satışlarını denedi. Bununla beraber John Lewis ve Ikea da kullanılmış mobilya ve giyim ürünlerini satışa sürme girişimlerinde bulundular.
Kreatif direktörü Molly Mae Hague’ye göre hızlı moda sektöründeki lokomotiflerden biri olan Pretty Little Things şirketi bile bu sene içerisinde ikinci el giyim ürünleri satmaya başlayacak. Yeniden-satışa yönelen şirketlerin büyük çoğunluğu ikinci el giyim ve mobilya ürünlerinin en yoğun alıcılarından biri olan gençlere yönelik pazar imkanını değerlendirmeye çalışıyor zira çevreye yardımcı olmayı ve alternatif hızlı moda ürünleri bulabilmeyi en çok isteyen kitle de gençler.
Alım imkanının düşüşte, perakendecilerin genel giderleri yükselişte iken globalleşen yeniden-satış sektörüne girmek hem cebi daralmış müşterilere hitap etmeyi kolaylaştırırken hem de farkındalık sahibi, sürdürülebilirliğe ve çevre dostu ürünler tüketmeye önem veren tüketicilere ulaşma imkanı sağlıyor.