Perakendecilerin Enflasyon Yükünü Hafifletmek için Atabileceği 9 Adım

spot_img

Yakın zamanda dünya genelindeki birçok insan kendisini tüketicilerin hayatı boyunca gördüğü en yüksek enflasyon oranlarının içinde buldu. Perakendecilerin enflasyon yükü de buna bağlı olarak hızla arttı.

Enflasyon oranlarının Ukrayna’daki savaş sonucunda oluşan tedarik zincirindeki gecikmeler ve potansiyel yiyecek ürünü eksiklikleri nedeniyle daha da şişme ihtimali halen bulunuyor.

Doğal olarak tüketiciler son derece endişeli.

Hatta küresel veri şirketi Dunnhumby’nin yaptığı müşteri anketine göre Amerika’daki tüketiciler yükselen yiyecek fiyatları, genel ekonomi ve bireysel finansal durumları hakkında pandemi döneminde olduğundan daha da endişeli durumdalar. Gittikçe büyüyen makroekonomik zorluklar karşısında perakendecilerin tüketicilerinin değişen ihtiyaç ve alışkanlıklarının üstüne düşmesi, örneğini görmedikleri bir cesaret göstererek müşterilerin enflasyondan katlanarak etkilenmemesi adına geleneksel ticaret stratejilerini alternatize etmesi gerekiyor. Peki neler yapılabilir?

İşte perakendecilerin enflasyon yükünü hafifletmek için atabileceği 9 adım:

enflasyon yükü
Enflasyon

Müşteri anlayışını tazelemek

Perakendeciler temel müşteri segmentlerini ve dillerini incelemek zorunda. Tüketiciler artan enflasyonun etkisini birbirinden farklı şekillerde tecrübe ediyor ve çoğu zaman artan fiyatlardan yaşadıkları etkileri kasaya varmadan fark etmiyorlar.

Perakendeciler spesifik müşteri gruplarının ihtiyaçlarına hitap edip etmediklerini incelemek ve bunu verilerle destekleyip ellerindeki bilgilere göre yapmalılar. Örneğin, fiyat-bilinçli müşterilere daha çok odaklanacak şekilde yol almak istiyorlarsa veya uygun ücret gibi herhangi bir özelliğe odaklanmak istiyorlarsa unutmamalılar ki tüketicilerin hala ürünlerden bekledikleri yüksek değer endişeleri bulunmakta.

Anahtar kategorilerdeki düzenlemeleri optimize etmek

Kategori resetleme perakendecilerin enflasyon etkilerini müşterilerine direkt olarak yansıtmamak için izleyebileceği en temel taktiklerden biri. Veri biliminin de bize gösterdiği üzere, perakendecilerin yaptığı ürün düzenlemelerinin %20’ye yakını tüketici deneyimi, satış miktarı veya kar marjı gibi kalemlerde herhangi bir negatif etki yansıtılmadan yapılabiliyor.

Benzer ürünlerdeki çeşitliliği düşürmek, perakendecilerin ürün dizilerinin hizmet verme maliyetinden tasarruf etmesini sağlıyor. Eş ürünleri elimine etmek de müşterilerin market alışverişlerindeki tercih süreçlerini basitleştirirken aynı zamanda perakendecilerin de rekabet halindeki markalar üzerinde bir pazarlık kozu olmasını sağlayıp doğal olarak daha düşük ücretli ürünleri müşterilerine sunabilmesini mümkün kılıyor.

Özel markaları öncelemek

Özel markalar enflasyonla mücadele konusunda üzerine düşülmesi gereken aktörler. Sağladıkları faydalar daha ucuz bir alışveriş sepetinden fazlasını vaat ediyor. Zira geniş çaplı bir özel marka çeşitliliği ürünler arasında değer üzerinden kıyas yapmayı kolaylaştırıyor. Bir müşteri gayrisafi yurtiçi hasılayı baz alan bir markadan alışveriş yaparken bile değer üzerinden kıyas yapabildiği bir ürün çeşitliliğinin varlığı müşterinin alışveriş sebebiyle hissettiği baskının önüne geçme potansiyeline sahip, özellikle de enflasyonun aktif bir etken olduğu zamanlarda.

Perakendeciler kendi etiketleriyle sattıkları ürünlerde ulusal markalarla karşılaştırıldığında en azından %15-20 arasında bir ücret avantajı sunmalılar. Aynı zamanda “şimdi alın, deneyin, beğenmezseniz ulusal markadan ücretsiz olarak alın” gibi özel markaları için kalite garantisi sunan politikalar izlemeyi planları içerisine dahil etmeli.

Fiyat rekabetini değerlendirmek

Perakendeciler doğru ürünlerde fiyatlarının var olan rekabete dahil olabilecek seviyede olmasına fazlasıyla dikkat etmeli, ancak bu her üründe en dip fiyatı vermeleri gerektiği anlamına gelmiyor. Anahtar ürünlerde fiyatlandırmaya gidilirken müşterilerin pandemi boyunca ve sektör genelinde yaşanan güncel arz-talep dengesizlikleri sebebiyle değişen ihtiyaçları ve tüketim alışkanlıkları dikkate alınmalı.

Enflasyon artış dönemleri özellikle fiyat-bilinçli tüketiciler bazında perakendecileri zorlayıcı niteliğe sahip, dolayısıyla anahtar ürünlerdeki fiyatlandırmalara ekstra daha dikkatli yaklaşılması gerekiyor. Tüketicilerin kendilerine duyduğu ilgiyi koruyabilmek adına perakendeciler sundukları en temel ürünlerin taban fiyatlarına tekrardan yatırım yapmalılar.

Kampanya stratejilerini düzenlemek

Birçok perakendeci mağaza içerisinde yüzdelik indirim veya bir alana bir bedava gibi birbirinden farklı promosyonları simültane olarak işletebiliyor. En iyi performansı sergileyen perakendeciler düzenli olarak sadece üç veya dört kampanya türü takip etmeye özen gösteriyorlar. Girişimlerin maliyetini, tüketicilerin kafa karışıklığını azaltmak ve işletmeciler için karmaşıklığı çözmek hedeflerin başında geliyorlar.

Enflasyon artışı görülen dönemlerde kampanyaları stratejik bir şekilde düzenlemek ekstra önem kazanıyor. Örneğin bir alana bir bedava kampanyaları sepet fiyatlarını artırmamaları açısından avantajlılar ancak halihazırda aksaklıkların yaşandığı tedarik tarafında stokları azalttığı için problem yaratabilir nitelikteler de. Enflasyon dönemleri gibi zamanlar perakendecilere kampanya stratejilerini sıfırlamak, tasarruf yapmak ve kurtardıkları parayı farklı alanlara kanalize etmek gibi fırsatlar sunabiliyor.

Müşterilerin daha kolay ve daha avantajlı alternatifler bulmasını sağlamak

Yerine konabilirlik, müşterilerin bir ürünü ne kadar eşsiz veya benzer bulduklarına yönelik bir veri. Bir kategorideki çeşitli ürünlere bakarken veya sepetlerindeki diğer ürünlerle kıyaslarken hangilerinin yeri konabilir veya sepeti tamamlayıcı olduğu ürün tercih ederken tüketicilerin farkında olmadan kullandığı bir kıyas şekli. Bu değerlendirme biçimini pazarlama stratejileri adına kullanmak, mağazaların müşterilerin ihtiyaçları için doğru ürünleri bütçelerine göre uygun bir biçimde bulmasını kolaylaştırmaya yardımcı olabilir.

Yeni gelir kaynakları keşfetmek

Perakendeciler müşterilerine sahip oldukları veriler ve medyadan takip ettikleri öngörüler doğrultusunda tekrar yatırımda bulunmalı. Fazladan satış büyümesi gerçekleştirmek için bu şekildeki bir takip sistemi oldukça gerekli. Aynı zamanda, perakendeciler hızlı gelişen ve değişen müşteri beklentilerini karşılayabilmenin ve yeni gelir kaynakları yaratabilmenin yükünü hafifletmek adına iş ortaklarının oluşturduğu bir ekosistem yapılandırmayı da düşünebilir.

Müşteri tercihlerini incelemek

Tüketiciler değiş tokuş mantığını kavrayabiliyorlar. Hızlı kasa ve azaltılmış servis departmanı saatleri gibi eksilen hizmetlerin daha düşük fiyatlara olanak sağladığının farkındalar. Püf nokta ise, müşteriler için doğru uygulamayı doğru dönemlerde hayata geçirmek. Perakendeciler müşterilerinin hangi hizmetlere önem verdiğine dair ellerindeki verileri kullanmalı, bu verilerin analizinin sunduğu öngörüler ile alışveriş deneyimini iyileştirebilecek ve fiyatları düşürebilecek verimlilik politikalarını takip etmeye çalışmalı denebilir.

Dijital dönüşümü genişletmek

Tüketicilerde gelişen “dijital” beklentisi artık sadece çevrimiçi kanallarla kısıtlı değil. Alışverişi hızlandıran, güvenli hale getiren ve gerekli interaksiyon miktarını azaltan dijital inovasyonlar oldukça cezbedici talep alanları. Müşteriler perakendecilerden tatil öncesi planlama uygulamaları gibi kullanışlı ve yardımcı yeni uygulamalar geliştirmelerini bekliyorlar. Alışveriş tercihinde rehberlik yapan yazılımlar, gerekli fiziksel temas miktarını azaltan mağaza kartları, kuponlar, fatura ve ödemeler, self-servis imkanı sağlayan uygulamalar ve mobil uygulamalar üzerinden sunulan kişisel promosyonlar halihazırda uygulanmakta olan ve büyük ilgi gören dijital inovasyonların yalnızca birkaçı.

Bu gibi dijital hizmetler mağaza işçiliğinin yönetimine bulunduğu gibi reklam maliyetine de önemli katkılar sağlıyor. Dolaylı olarak da olsa enflasyonun yol açtığı fiyat yükseltme baskısını belli oranlarda hafifletip kar marjının korunabilmesini sağlama potansiyelini perakendecilere sunuyorlar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Starbucks’ın Mağaza Ambiyansına Odaklanması, Gelecek Trendlerinin İşareti mi?

Starbucks, mağaza ambiyansını iyileştirmek ve konukların kahve deneyimini iyileştirmek için değişiklikler yapıyor. Şirket, mağazalarındaki gürültüyü azaltmak ve tüm müşteriler...

NextGeo Katkılarıyla Haftanın Mağaza Açılışları [29 Nisan – 3 Mayıs]

NextGeo Katkılarıyla Haftanın Mağaza Açılışları [29 Nisan - 3 Mayıs]

LVMH, Yetersiz Satışla Gelen Lüks Yıllar Bekliyor

LVMH, lüks sektör için zorlu birkaç yıl bekliyor. Geçen çeyrekte, Çinli müşterilerin isteksiz hale gelmesiyle satışları sadece %3 arttı...

Puma, Kompostlanabilir Ayakkabıları Piyasaya Sürecek

Spor devi Puma, iki yıllık testin ardından Re:suede 2.0 adı verilen gübrelenebilir ayakkabılarını piyasaya sürmeye hazır.  Şirket, bu hafta puma.com/eu...
spot_img

İlgili Haberler

Levi’s, 2024 İlk Çeyrek Oranlarını Açıkladı

Levi Strauss & Co.'nun işi, toptan iş ortaklarına olan...
spot_img