Hızla değişen tüketici ortamında, Stanley Cup son zamanlarda ekonomik belirsizlik zamanlarında uygun fiyatlı lükslere duyulan arzunun somut örneği olarak tüketiciliğin sembolü olarak öne çıktı.
“Ruj ekonomisi” kavramı, Estée Lauder’in varisi ve başkanı Leonard Lauder tarafından icat edilmişti. Bu kavram, özellikle 2001’deki durgunluk sırasında ruj satışlarının hala artmaya devam ettiği gerçeğine atıfta bulunuyordu. Aynı şey, 1929’dan1933’e Büyük Buhran sırasında da geçerliydi.
Stanley Quencher: Neşe Getiren Trendin Yeniden Canlanışı ve Sosyal Medya Etkisi
Bakılırsa, 100 yılı aşkın bir süredir, artan yaşam maliyetlerine ve finansal baskılara rağmen tüketiciler küçük, kendilerini iyi hissettiren satın alımların peşinde koşuyor. İster günlük barista yapımı kahve olsun, ister yemek dağıtım hizmeti olsun, isterse yeni yatak takımları olsun, tüketiciler bu karşılamanın neşe getirmesini istiyor. Biz bu eşyalara ‘neşe getirenler’ adını veriyoruz.
“Stanley Quencher” neşe getirenin mükemmel bir örneğiydi. 14 ila 64 ons arasında değişen boyutlarda paslanmaz çelik bir bardak olan ürün, ilk olarak 2010’ların ortasında ortaya çıktı. Başlangıçtaki başarısızlığına ve çevrimiçi olarak durdurulmasına rağmen, son zamanlarda bir yeniden diriliş yaşadı. Stanley Quencher’a sahip olmak, özellikle çevrimiçi trend büyüdükçe, kişinin kimliğini ustaca şekillendirdi. Quencher’ın satışları artık, başlangıçtaki heyecan sona erdikten sonra popülerlik kazandığı “geç çoğunluk” aşamasında görünüyor. Bir zamanlar ‘bardak tacı’ Quencher’ın elindeyken, Nalgenes, Yetis ve Hydro Flasks gibi markalar giderek daha fazla popülerlik kazanıyor – pick up bardağının ardındaki psikoloji kesinlikle hepimizin daha iyi sıvı alma ihtiyacının ötesine geçiyor gibi görünüyor.
‘Neşe Getirenler’, kısa süreli bir mutluluk ve tatmin hissi sunan, ucuz (lüks ürün segmentinde ucuz) ve hızlı bir şekilde bizi alıp götüren ürünlerdir. Bu eğilim yalnızca maddi ürünlerin edinilmesiyle ilgili değil; sağladıkları duygusal ve anında tatmin ve çoğu kişinin en son sosyal medya trendini besleyebilme yeteneği ile ilgilidir. Stres ve kaygının yaygın olduğu bir çağda insanlar, ruh hallerini kısa süreliğine de olsa neşelendiren, “ruj ekonomisi” duygusunu yansıtan küçük zevklere yöneliyor.
Sosyal medya, özellikle TikTok, Stanley Quencher trendinin etkisinde önemliydi. İki yıl üst üste en çok indirilen uygulama olma durumu ve 1,5 milyarı aşan kullanıcı tabanıyla TikTok, tüketici davranışını yönlendirmede bir güç merkezidir. Ortalama 11 dakikadan fazla oturum süresine sahip son derece etkileşimli kullanıcı tabanı, burayı tüketicilerin hızlı ve anında yükseliş için ihtiyaca uygun ürünleri sergileyen fenomenleri keşfetmeleri için ideal bir alan haline getiriyor.
Bu eğilimin ardındaki psikoloji ilgi çekicidir; insanın anında tatmin olma arzusundan ve yeni bir şey edinmenin sevincinden yararlanır. Güzellik ürünleri, sağlık takviyeleri, bitkiler ve kırtasiye malzemeleri bu kategoride popülerdir çünkü günlük rutinde küçük bir zafer olan duygusal bir deneyim sunarlar. Bu trend, masa düzenlemesi, sağlıklı yaşam ve masa tasarımı gibi diğer alanlara da yayılarak çekiciliğini artırıyor.
Üstelik uygun fiyatlı aralıkta bile kalite ve sürdürülebilirliğe giderek daha fazla odaklanılıyor. Tüketiciler seçimleri konusunda daha dikkatli hale geliyor ve yalnızca keyif vermekle kalmayıp aynı zamanda değerleriyle de uyumlu ürünler arıyor. Ancak anında teslimat ve daha fazla ‘eşya’ yönünde artan baskı, daha fazla sürdürülebilirlik yönündeki baskıyla çelişiyor gibi görünüyor.
Bu değişim, çağdaş tüketici davranışını şekillendiren psikoloji, ekonomi ve sosyal medyanın büyüleyici kesişimini yansıtıyor. Modern yaşamın karmaşıklıklarında yol alırken, neşe getirenler bazen en küçük şeylerin en büyük neşeyi getirebileceğinin basit ama derin bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor.