Pandemi, ekonomik kriz ve bunun sonucunda yükselen enflasyon sonrası bir çok perakendeci fiyat arttırmamak için çeşitli yöntemler bulmaya çalışıyor. Fiyat artışlarının tüketiciye yansımaması için girilen bu yarışta doğru hamleleri atabilmek artık her zamankinden daha önemli. Daha çok satış yapabilmek için fiyatları belirli bir dengede tutmak gerekiyor ancak bunun sonucunda azalan kârlar üretim dengesinde büyük sorunlara yol açıyor.
Perakendenin esnek duruşu ve pazarlama politikalarının tüketiciye yönelik hazırlanmış olması fiyatları dengede tutmanın bir satış yöntemi değil reklamcılık faaliyeti olduğunu bizlere gösteriyor. İçinde bulunduğumuz süreçte işletme sahiplerinin vermesi gereken önemli kararlardan biri artan maliyetleri minimum düzeyde tutarak tüketiciyi fiyat artışlarından nasıl koruyacakları oluyor.
Büyük perakendeciler, müşterileri elde tutarken kar marjlarını korumak için çeşitli stratejiler geliştiriyorlar – personel kesintileri yapıyorlar, tedarikçileri sıkıştırıyorlar ve “küçülme” taktiklerini deniyorlar. Ancak büyük oyuncular kadar esnek olmayan küçük işletme sahipleri, kârlarını etkileyen fiyat artışlarına nasıl karşı koyabilirler? İşte beş öneri.
Kâr Marjını Gözden Geçirmek
Perakendeciler, özellikle bir süredir incelemedilerse, kar marjlarını iki ve üç kez kontrol etmelidir. Şu anda ürünlerini satın almanın veya yaratmanın ne kadara mal olduğunu bilmek, kuruşuna kadar hayati önem taşıyor. Çoğu ürün ve hizmette fiyat artışları gerçekleştiğinden, her faturayı kontrol etmeleri gerekiyor. Tüketiciye fazla yansıyan faturalar satışların azalmasına sebep oluyor. Bu sebeple fiyat artışları tüketiciye mümkün olduğunda geç yansıtılıyor.
Maliyetlere Odaklanın
Fiyatları artırmak basit bir seçenek değilse ve bu zor süreçte tüketici kaybetmek istemiyorsanız, işletme sahipleri olarak, marka imajı ve inançlarından ödün vermeden ürünlerin maliyetini azaltıp azaltamayacaklarına bakmalısınız. Küçük işletmeler stok seviyelerini kontrol etmeliler – bu gibi zamanlarda fazla stok biriktirmek hayat kurtarır.
Müşteriyi Tanıyın
Müşteriyi işin merkezinde tutmak, fikrini öğrenmek ve onu tanımak, perakendecilere her zaman zor zamanlarda yardımcı olur ve elbette gelecekte sadık müşteriler kazanmalarını sağlar. Özellikle küçük işletmeler, müşterileriyle yaşam zorluğu ve maliyet artışları hakkında konuşmaktan çekinmemelidir.
Perakendeciler, müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamak için fiyat artışlarını sürekli olarak test edebilir ve ardından fiyatları yalnızca kademeli olarak artırabilir.
İnovasyon Yapın
Sadece fiyat artışlarını durdurmak değil, belki de daha tatmin edici kar marjına sahip olmak için çeşitli inovasyonlar yapmak önemli. Pazarlama inovasyonları ve kampanyalar tüketicinin kendisini daha rahat ve fırsat içerisinde hissetmesini sağlayacağı için işletme yeni kampanyalar ve fırsatlar duyurmalıdır. Çünkü bu günlerde doğru ürünü doğru fiyata almak için sıra bekleyen müşterilerin gözleri sürekli yeni fırsatlar arıyor.
Enflasyonun Sonuçlarına Açık Olun
Özgünlük ve dürüstlük tüketiciler için fazlasıyla önemlidir – özellikle kötü ve beklenmedik haberler söz konusu olduğunda – bu yüzden açık olun. Müşterilere fiyatların arttığını rahatlıkla söyleyin ve bunu iletirken diğer güven düşüren unsurlardan kaçının.
Müşteriler hala satın alıyor ve harcama yapıyor ancak güvenleri fiyat artışları sebebiyle düşükse, müşterilere bu sebepleri teker teker iletmek çok önemlidir – bunu sık sık ve tutarlı bir şekilde yapın.
Son Not
Açıkladığımız 5 madde ve sizlerin aklına gelebilecek diğer fikirleri de birleriştirirsek aslında herkese uyan tek bir cevabı olamayan bir soru ile karşı karşıyayız. Ancak, maliyetlerinin ve kârlarının tam olarak nerede olduğunu incelemek ve analiz etmek için zaman ayıran perakendecilerin şu anda daha fazla fırsata ve güce sahip olduklarını söylemek de zor olmaz. Bu karlılık ve enflasyon vagonlarını çeken hız trenini yönetmek ve fiyatlandırmayı yapılması gereken ile müşterilerinin istediği arasındaki çizgide tutmak, 2022’de işletme sahipleri için kilit nokta olacaktır.